Safari sonrası Tanzanya anakaradan bindiğimiz ufak uçakla Zanzibar‘a alçalırken bulutların arasından heyecan içinde adacıklara bakmaya çalışıyorum. Yıllardır gelmek istediğim yere sonunda çok yakındım!
Daha lisedeyken çalışma masamda duran National Geographic takviminde görüp hafızama kazıdığım, hayatımda ilk defa turkuaz deniz beyaz kum hayalini kurdurtan ada Zanzibar olmuştu benim için. Birkaç bayram tatilinde gitmek için Jo’yu ikna çabalarım başarılı olmamıştı, iyi ki de olmamış. Bu hayallerimin adasına gerçek dışı bir balayı yaşamak için gitmek kısmetmiş.
Önce uzaktan o çarpıcı renkte deniz ve uzun palmiye ağaçları bizi selamlıyor. Karaya iyice yaklaştığımızda ise hayalden biraz uzaklaşıyoruz: şehir merkezinde kızıl topraktan oluşan asfaltlanmamış yollar ve bunların arasındaki teneke çatılı evleri görüyoruz.
Başka bir kıta, başka coğrafya, başka kültür, başka insanlar, başka çırpınışlar, başka hayatlar, başka iklim, bambaşka deniz ve sahiller. Evet Afrika’dasınız, evet burada yaşam koşulları çok acımasız, evet insanları ise bir o kadar sevecen ve tatlı, evet tropikal iklimdesiniz, evet başka yerde göremeyeceğiniz bir deniz sizi bekliyor ve evet dönerken kalbinizin bir parçasını bırakarak buruk dönüyorsunuz bu adadan.
Hem seviniyorsunuz bu güzellikleri gördüğünüz için hem de oradakilere daha fazla yardım edemediğiniz için mahcup ve suçlu olarak ayrılıp modern hayatınıza geri dönüyorsunuz.
Havaalanına adımımızı attığımız an gelişmişlik seviyesi hakkında ilk izlenimlerimizi ediniyoruz. Yurtiçi terminalinde o alışık olduğumuz bavulların üstünde döndüğü bantlar yok. Bavulları el arabalarında getirip bir şeyin üstüne yığıyorlar ve oradan sırayla alıyoruz. Zaman içinde hiçbir şeyin alıştığımız gibi olmadığını görüyoruz aslında.
Dışarı çıkar çıkmaz etrafımızı aynı Sultanahmet turist tuzakları gibi transfer ister misiniz diye soranlar sarıyor, bavullarımızı taşımak için “zorla” elimizden alıp sonrasında bahşiş isteyenlerle karşılaşıyoruz. Neyse ki transferimiz var ve emin ellerdeyiz.
Havaalanından çıktıktan sonra bir süre kaotik bir şehir merkezi trafiğinde ilerliyoruz. Sonrasında trafik azalıp kırsal kesime yaklaştıkça şoförümüz bize muz, hindistan cevizi, mango vb. ağaçları göstererek ilerliyor. Uzun palmiye ağaçları baş döndürür cinsten. Sıra sıra dükkanlar var yol kenarlarında ama hepsi çok basit şeyler satıyor, ya sim kart ya da meyve gibi…Hepsinin kepenkleri var. Bazı evler taştan bazıları da bitmemiş yarım kalmış gibi, sıvalı haldeler. Hepsinin tepelerine birer teneke çatı kondurulmuş. Ara sokaklarda oynayan koşturan çocuklar, üstleri kirli, ayakları çıplak. Gördüklerimizi idrak etmeye çalışırken otelimize vardığımızda güvenlik kapılarını aşıp içeri giriyoruz.
Yoklukların bittiği yerde, duvarların arkasında bizim mahcup hayallerimiz başlıyor.
Kendinizi turkuazın sonsuz tonlarında kaybettiğiniz büyülü bir ada burası. Elinizde hindistan ceviziniz, palmiye ağaçları altında oturup kendinizi Ekvator güneşinin yakıcılığından korurken hakuna matata (problem yok) demeye alışarak aheste bir ritme giriyorsunuz. Uyandığınızda tek derdinizin bi an önce kahvaltı yapıp kendinizi denize atmak olduğu, dünya dursa umrumda değil ben zaten cennetteyim dediğiniz, otel görevlisinden sahilde bir şey satmaya çalışan kişiye kadar herkesin en içten en güleryüzlü şekilde “Jambooooo” (merhaba) diye sizi selamladığı, hayatın yavaş aktığı, bazen bu yavaşlığa alışamayıp geciken servise tam kızacakken kendinize “Pole pole” (yavaş yavaş) demeyi hatırlattığınız bir yer.
Günler geçtikçe zaman kavramınız kalmıyor, hangi gün hangi saat önemsiz, saatler boyu hipnotize olmuş şekilde uçsuz bucaksız uzanan okyanusa bakarak uzanabilirsiniz. Yüzmekten vakit kalırsa sahil boyunca yürüyüşler yapıp tablolar (Masaili olanı almayan bizden değildir 🙂 ), hasır çantalar, bilimum takılar, şallar, ahşap el işi hediyelikler alabilirsiniz. Deniz kilometrelerce çekildiğinde deniz tabanını keşfe çıkıp irili ufaklı deniz canlılarına merhaba diyebilirsiniz.
Özetle, cennet sizin en temel gerçeğiniz oluyor Zanzibar’da.
Siz de biraz heyecanlandıysanız işinize yarayacak bilgiler şu şekilde:
⇒Bu güzellik nerede?
Zanzibar, Doğu Afrika’da yer alan Tanzanya’ya bağlı bir ada. Tanganyika adı verilen ana kara ile Zanzibar’ın birleşmesi sonucu 1964’te Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti kurulmuş.
⇒Ne zaman gitmeli? Hava nasıl?
Bu soruya aslında ne zaman gitmemeliden başlamak gerek. Yağmurlu sezonda gitmek çok mantıklı değil tabii ki:) Mart ortasından Mayıs sonlarına kadar ve Kasım ayında çok yağmurlu oluyor. Rehber kitaplar, gitmek için en iyi zaman nispeten daha serin olan Haziran-Ekim ayları; en popüler zaman ise sıcak olan Aralık-Şubat arasında diyor.
Şimdi bunun kime ve neye göre en iyi sezon olduğunu sorgulamak gerekir. En “popüler” zamanda fazla sıcak oluyor herhalde o yüzden “en iyi” zamanda gidelim bari dedik.
Bundan hareketle biz Eylül ayında gittik. Ortalama sıcaklıklar 26-28 derece arasındaydı. Yani soğuk değildi ama bir Türk’ün alıştığı sıcaklıklar değildi. Yine de deniz hiç üşütmedi, hatta Doğu tarafının suyu ılıktı bile. Sadece dışarısı o bildiğimiz buram buram Bodrum sıcağı değildi 🙂 Akşamları da ince bir hırkalık hava vardı. Tropik bir iklimi olduğu için -yağmurlu sezon olmasa da- bazı günler hafif yağmur yağdı ama öyle sağanak gibi bir durum olmadı. Genelde bir iki çiseleyip hemen güneş açtı. 8 gün boyunca 1 ya da 2 gün bulutlar nispeten daha uzun kaldı.
Popüler sezon olan Aralık-Şubat arası ortalama sıcaklıklar biraz daha 32-34 derecelerdeymiş. Yağış miktarına çoktan aza doğru bakıldığında sırayla Aralık, Ocak ve Şubat geliyor. Yani en sıcak ve en kuru aylar Ocak ve Şubat ayları.
Oradayken sorduğumuzda Hazirandan Ekime bahar ayları, Aralıktan Şubata da yaz ayları olduğunu öğrendik.
⇒E peki nasıl gidilir?
THY haftanın belli günleri için direkt Zanzibar seferlerini başlattı, buradan kontrol edebilirsiniz.
Eğer direkt sefer günleri uymazsa, önce Darüsselam’a gidip buradan lokal firmalarla Zanzibar’a uçabilirsiniz. DAR’a THY ile direkt ya da başka havayollarıyla aktarmalı olarak uçabilirsiniz. Seçenekleri buradan kontrol edebilirsiniz. (Ancak aktarmalı olarak DAR’a ulaşırsanız aktarma sayınız bir yerine iki olacağı için seyahatiniz iyice meşakkatli oluyor)
Firmalar şöyle: (Fiyatlar 30-40 USD’dan başlıyor)
Precision Air: Pervaneli uçak. Diğer firmalara göre daha büyük uçaklar. 30 dakikada varıyor. Bagaj hakkı 23 kg.
Zan Air, Coastal Aviation, Auric Air, Air Excel, Regional Air Services, Flightlink : Bunlar 10-12 kişilik ufak pır pır uçaklar. 20 dakikada varıyorlar. Bagaj hakkı 15 kg ve bavulunuzun boyutlarının da uçaktan içeri girebilecek şekilde olması gerekiyor.
DAR-Zanzibar arası uçan lokal firmaların genel olarak rötar yapmaya meyilli olduğuna dair şikayetler var. Dolayısıyla gece yarısı olan DAR-IST uçuşunuzu kaçırmamak için son uçak değil sondan bir önceki uçağı tercih edebilirsiniz. Ama öte yandan daha fazla DAR havaalanında beklemek daha sıkıcı olacaktır.
Biz sondan bir önceki uçuşu seçip DAR’da transfer ayarladık ve Slipway adında modern marina gibi bir yere yemeğe gidip geri geldik havaalanına.
Ya da bu uçaklardan korkarım derseniz Darüsselam’dan kalkan feribotlarla 35 USD’a yaklaşık 2 saatte Zanzibar’a varabilirsiniz. Ancak günde sadece 4 sefer olduğu için saatleri uydurmak daha zor olabilir. Buradan sefer saatlerini görebilirsiniz. Darüsselam limana ulaşmak için ortalama 25-30 USD taksi ücreti ödemeniz gerekecek, uçakla fiyat karşılaştırmasında aklınızda olsun.
⇒Vize gerekiyor mu?
Havalimanına vardığınızda form doldurup 50 USD karşılığında tek girişli 1 aylık vizenizi alıp ülkeye giriş yapabilirsiniz. Eğer ben önden vizemi alayım garanti olsun derseniz de İstanbul’daki Fahri Konsolosluğa evraklarınızı gönderip 60 Euro karşılığında çok girişli 3 aylık vizenizi önceden alabilirsiniz.
⇒ Nerede kalmak gerekir?
Konaklama seçeneklerine buradan bakabilirsiniz. Genel olarak adanın kuzeyi gelgitten etkilenmezken doğusu gelgitten etkileniyor. Bu da her gün birkaç saat denizin kilometrelerce çekilmesi anlamına geliyor. Ben gitmeden önce kafaya takıp denizsiz kalmanın çok mu kriz olduğunu anlamaya çalışmıştım. Konuyla ilgili tecrübe ve yorumlarımı detaylı olarak burada bulabilirsiniz. Genelde kaldığınız yerin sahilinden ve çevresindeki yürüyüş mesafesindeki yerlerden denize giriliyor, otelin dışına çıkma kafası pek yok.
⇒Denize girmek dışında neler yapılır? Aktiviteler neler?
Aşağıdaki aktiviteleri seyahat acentaları yardımıyla gerçekleştirebilirsiniz, biz Eco Tours‘u tercih ettik.
- Baharat tarlaları turu,
- Adanın güneyindeki denizleri keşfederken yunusları görebileceğiniz Blue Safari tekne turu,
- Eskiden karantina olarak kullanılan Prison Island’ta dev kaplumbağaları görmek,
- Hint ve Arap mimarisini görebileceğiniz Stonetown’un tarihi labirent sokaklarında gezinirken zamanın içinde yolculuk yapmak,
- Jozani Orman turunda nesli tükenmekte olan kırmızı çizgili Colubus maymunlarını görmek,
- Denizin ortasındaki bir kayanın üzerinde olan The Rock Restaurant‘ta yemek yemek (kim bilir sular çekildiğinde yürüyerek girdiğiniz restorandan bota binerek kıyıya dönmek zorunda kalabilirsiniz),
- Mercan resifiyle ünlü koruma altındaki Chumbe Ada’sını görmek,
- Pemba ya da Mnemba Mercan Adalarında dalış ya da şnorkel yapmak.
⇒ Kendiniz gezebilir misiniz?
Zanzibar’da çok bireysel hareket edemeyebilirsiniz. Yukarıda bahsettiğim aktiviteler dışında (ki onları da turlarla yapıyorsunuz) otellerin arkasında hem turistik olarak gidilecek bir yer yok hem de biraz çekinebilirsiniz. Çünkü size aklınızı yedirtecek kadar yokluk var. Derme çatma evlerde zor yaşam koşulları sürüyorlar. Tüm oteller duvarlar arkasında. Duvarın dışında başka bir hayat var. Adil olmayan, tüylerinizi diken diken eden, suçluluk hissettiren bir hayat. Otelden bir kereliğine kendimiz dışarı çıktığımızda karşılaştığımız çocuklara hadi getirdiğimiz şekerleri verelim dedim önce. Sonra durdum ve utandım. Boğazımda bi yumru oluştu. O yokluğun icinde tüm eşyalarımla, iPhone’umla, elbisemle, terliğimle yok olmak istedim. Biz ne alaka şeker getirmiştik ki? Onların daha temel şeylere ihtiyaçları var, eğer giderseniz kıyafet, ayakkabı, çanta, okul malzemeleri götürün. Siz uğrayamasanız bile otellerin resepsiyonlarına bırakırsınız onlar gerekli yerlere ulaştırıyorlar.
⇒Ada içi ulaşım
Zanzibar büyük bir ada. Örneğin havaalanından deniz kenarındaki otellere gitmek en az 1 saati buluyor, kaldığınız yere göre bu süre daha da artabiliyor.
En kolayı transfer ayarlayarak bir noktadan diğerine ulaşmak. Otelinizden sizi alıp istediğiniz noktaya bırakıyorlar. Doğu yakasından kuzey yakasına giderken 45 dakikalık yol için 35 USD ödedik. Havaalanı dahil tüm transferlerimiz için Eco Tours’u kullandık. Servislerinden memnun kaldık. (Robert’a whatsapp’tan da ulaşabilirsiniz: +255 755 873 066)
Ayrıca günlük 35 USD’dan başlayan fiyatlarla araba kiralayabilirsiniz. Ama yollarda birkaç adet polis çevirmesi oluyormuş ve rüşvet isteyebiliyorlarmış. Biz bunu hem bu sebepten hem de yalnız olmaya biraz çekindiğimiz için tercih etmedik. Siz düşünürseniz tavsiye edilen kiralama ofisi burada. Trafik soldan akıyor. Genelde güneş battıktan sonra yollarda çok aydınlatma olmadığı için araba sürmemeyi tavsiye ediyorlar. Geçerli uluslararası ehliyetiniz yoksa ek ücret vererek Zanzibar ehliyetini acentanız aracılığıyla çıkarmanız gerekiyor.
Ya da dala-dala dedikleri kamyonet-dolmuş gibi araçlara 1-2 USD a binebilirsiniz. Ama daladala’lar aşırı yüklü olduğu için çok da güvenli ve konforlu değil.
Akşam karanlıkta ıssız yerlerde yürümeyi kesinlikle tavsiye etmiyorlar. Mesafeler yakın olsa da taksiye binmelisiniz gece.
⇒Zorunlu aşı ya da ilaç var mı?
Biz öncesinde safari yaptığımız için sarı humma aşısı olduk ve sıtma haplarına Zanzibar’da da devam ettik. Ancak bu gereksinimler yıl yıl değişebilir, en güncel bilgiyi seyahat sağlığı merkezinden almanız gerekir. Buradan ulaşabilirsiniz.
Bildiğimiz kadarıyla eğer sarı humma riski taşıyan bir ülkeden gelmiyorsanız Zanzibar girişinde size sarı humma aşısı sertifikası sormuyorlar.
⇒Para birimi nedir, nasıl ödeme yapabilirim?
Tanzanya’nın para birimi Tanzanya Şilingi. Dolar da kabul ediliyor. Türkiye’den dolar alıp giderseniz dikkat: 2006 yılından önce basılmış USD banknotlarını hiçbir yer kabul etmiyor. Kredi kartı çok yaygın değil. Hediyelik eşyacılarda sıkı pazarlık yapmayı unutmayın 🙂
Zamanında bana ilham olan takvim yaprağı gibi umarım biz de sizlere ilham olabilmişizdir. Her türlü sorunuz için bizimle iletişime geçebilirsiniz. ♥
2 Comments
Elif
January 8, 2018 at 9:37 PMHarika yazi, cok faydali oldu tesekkurler 😊😊
jambojomu
January 28, 2018 at 1:22 PMÇok sevindim, şimdiden iyi eğlenceler :))